top of page
BİR KADININ SANATNDA KENDİ IŞIĞINI.png

SANATINDA
KENDİNİ BULMA

YOLCULUĞU

BİR KADININ

PORTRE ÇİZİM SANATÇISI

ESMA İKBAL GÜLER

Boyama Ekipmanları

Sanat...

 

Kimilerine göre sadece bir iş, bir meslek ya da bir faaliyetken kimilerine göre bir nefes alma biçimi ve var olmanın bir yoludur. Evet sıra dışı! Bilinmez ama sanata gerçekten tutkulu olan insanların hissettikleri tam olarak böyle. Sanat ile ilgilenmeyenler için bu anlaşılması güç olabilir. Hatta sanat ile ilgilenen insanlar toplumun büyük bir kısmı tarafından garip, farklı ve ilginç insanlar olarak görünebilir. Bu yüzden çevredeki insanların, özellikle de büyüklerin, sanatçının yeteneğini ve bu yeteneğin orta koyduğu sanat ürününü beğense bile mesleki olarak saygı duymadıkları için “Bu da meslek mi?” gibi baktığı durumlar olur. Hele bir de bir kadın sanat yapmaya karar verirse, işte o zaman belki de en büyük sınavı, başkalarının “Olmaz” sözleriyle başa çıkmak olur. Bu seslere kulak tıkamak çoğu zaman o kadar zorlayıcıdır ki... Sırf bu sebeple yeteneği olan onlarca hatta binlerce sanatçı kadın, sanatını yapmaktan vazgeçerler.

Peki bir kadın, çevreden böyle yükselen sesler olmasına rağmen sevdiği bir sanat dalında ilerleyebilir mi?

Elbette! Bu sesleri duymazdan gelip kendi iç sesine kulak vermekle başlarsa ilerleyebilir. Tabii bunu belki de hayat boyu yapması gerekecektir, buna hazır olması gerekir.

Bu yüzden en önemlisi kendi yeteneğine, sanatına ve başarılı olacağına inanması olacaktır. İlerleyebilmenin yolu budur!

Sen şunu bil yüreği sanat için tutuşan kadın; senin sanatın, senden bir parçadır. Kim ne derse desin, o parçayı saklayarak yaşamak ve görmezden gelmeye çalışmak ruhunu yarım bırakır. Çevrendeki insanlar “Kadınsan kimseye muhtaç olmamalısın ama bunu yapmaya devam edersen muhtaç olursun", “Bu meslek bile sayılmaz, para kazandıracak bir şeyler yap!”, “Mesleğin olsun ki kolunda bir bilezik olsun!“ der, hatta “Kadınsan dikkat çekme”, “Kır dizini otur” bile diyebilir. Çünkü “Kadın kısmıdır, yakışmaz!“ değil mi!

Sonra el âlem ne der!

Oysa sanat budur. Yeteneğinle bütünleşirsin, kendini ifade edersin. Gerçekten sanatınla bütünleşebilirsen dikkat çekersin. Bu yüzden, kendi içinde tutkuyla yankılanan o kıymetli sesi, kimselerin kendi sesleriyle bastırmasına izin verme!

Tabii ki bu süreç hiç de öyle kolay olmayacak. Çevrendeki insanların çoğundan “Aman ne gerek var!”, “Ayıp değil mi!”, "Aç kalırsın bak!", "Bırak bu işleri de düzgün bir iş yap!" gibi cümleler duyacaksın. Belki birileri senin vazgeçmeni isteyecek, belki de yeteneğini küçümseyecek. Hatta belki de hiçbir zaman sanatında başarılı olacağına inanmayacaklar. İşte tam burada sabırlı olmayı öğrenmelisin! Bilmelisin ki sanat senin içinde titreşen bir çağrı ve o çağrı hiçbir zaman susmaz. İçinde kaynayan ve asla tükenmeyen bir tutku!

Sen şunu bil yüreği sanat için tutuşan kadın; senin sanatın, senden bir parçadır. Kim ne derse desin, o parçayı saklayarak yaşamak ve görmezden gelmeye çalışmak ruhunu yarım bırakır. Çevrendeki insanlar “Kadınsan kimseye muhtaç olmamalısın ama bunu yapmaya devam edersen muhtaç olursun", “Bu meslek bile sayılmaz, para kazandıracak bir şeyler yap!”, “Mesleğin olsun ki kolunda bir bilezik olsun!“ der, hatta “Kadınsan dikkat çekme”, “Kır dizini otur” bile diyebilir. Çünkü “Kadın kısmıdır, yakışmaz!“ değil mi!

Sonra el âlem ne der!

Oysa sanat budur. Yeteneğinle bütünleşirsin, kendini ifade edersin. Gerçekten sanatınla bütünleşebilirsen dikkat çekersin. Bu yüzden, kendi içinde tutkuyla yankılanan o kıymetli sesi, kimselerin kendi sesleriyle bastırmasına izin verme!

Tabii ki bu süreç hiç de öyle kolay olmayacak. Çevrendeki insanların çoğundan “Aman ne gerek var!”, “Ayıp değil mi!”, "Aç kalırsın bak!", "Bırak bu işleri de düzgün bir iş yap!" gibi cümleler duyacaksın. Belki birileri senin vazgeçmeni isteyecek, belki de yeteneğini küçümseyecek. Hatta belki de hiçbir zaman sanatında başarılı olacağına inanmayacaklar. İşte tam burada sabırlı olmayı öğrenmelisin! Bilmelisin ki sanat senin içinde titreşen bir çağrı ve o çağrı hiçbir zaman susmaz. İçinde kaynayan ve asla tükenmeyen bir tutku!

Kendini yalnız hissettiğin zamanlarda aklına şu gelmeli; seninle aynı yollardan geçen, geçmekte olan yahut senin gibi henüz yolun başında duran bir sürü kadın var. Aslında sadece kadınlar değil erkekler de var! Sırf sanat ile ilgilendiği için küçümsenen ve desteklenmeyen...

Bu yüzden sanat icra edenlerle bir araya gelmelisin, onların hikâyelerini dinlemeli ve sen de kendi hikâyeni paylaşmalısın. Kendine seninle ortak paydada olan insanlardan bir destek ağı kurabilirsin böylece. Bazen sadece bir kişinin bile “Sen harika gidiyorsun!”, "İşte bu senin sanatın!" demesi sanat yolunda ayakta kalman için güzel bir motivasyon olabilir.

Görünür olmaktan, utanmaktan, geride durup sanatını kısıtlamaktan ve sanatını sadece hobi gibi kısır bir döngüye mahkûm etmekten vazgeç! Eserlerini çevrendeki herkesle gururla ve özgürce paylaşmalısın.

Sosyal medyayı eserlerini sergilemek için kullanabilirsin. Her anlamda gelişebilmek adına çeşitli sanat sergilerine katılabilirsin. Farklı farklı sanat atölyelerinde yer alabilirsin. Başta küçük adımlarla başla ama bir şekilde başla ve o adımı at! Sana garanti veriyorum ki eserlerini her paylaştığında cesaretin biraz daha artacak. İşte o vakit göreceksin ki kendi sanatını olduğu gibi ortaya koyduğunda, sanatını gerçekten anlayan ve sanatına değer veren insanlara ulaşacaksın.

Aman sakın ha, bu yolculuğunda kendini başkalarıyla kıyaslama!

Unutma! Tüm sanat eserleri gibi seninki de benzersiz ve sana özel. Bu senin hikâyen! Klişe gelebilir ama ne senden ne de senin eserlerinden bir tane daha yok. Kimse dünyayı senin gibi algılayamaz ve senin gözlerinle göremez, senin de bu dünyaya başkasının gözlerinden bakamadığın gibi. Tam da bu yüzden senin sanatın ve ışığın; biricik ve çok kıymetli!

Şunu da hep hatırla; sen sanatınla var oldukça, etkileşim alanını yavaş yavaş oluşturmaya başladıkça senden cesaret alan başkaları da parlamaya başlayacak. Belki sen eserini paylaşırsan başka bir kadının hep isteyip cesaret edemediği o ilk fırça darbesini atmasına yahut kalemini güçlendirmesine ve kendisini geliştirmesine katkı sağlayacaksın. Bu döngü böyledir. Hepimizin hikayesi birbiriyle bağlantılıdır. Sanat da aslında teknoloji ya da bilimsel araştırmalar gibidir. Bir öncekilerin yaptıkları ya da ürettikleri referans olur, bu referans üzerinden bir sonrakiler doğar ve gelişir. Her biri bir diğerinin üzerine koyar; ürünlerini ve araştırmalarını. Sanat eserleri de böyledir.

Kısacası; sanatını ömrünün sonuna kadar icra etmekten korkma ve asla paylaşmaktan çekinme! Kim ne derse desin! Senin sanatın senin iç dünyana açılan bir kapıdır. O kapıyı ardına kadar açık bırak ki hem sen hem de senden ilham alanlar nefes alsın. Kendi hikâyenin başrolü olduğunu da sakın unutma!

Bu yazıyı buraya kadar okuduysan umarım cesaretini toplarsın. Belki fırçanı, kalemini, boyalarını (hangi sanat malzemesi ile ilgileniyorsan, onu) bugün ilk kez (ya da uzun bir aradan sonra) eline alırsın. Benim bütün hayalim bu! Cesaret, sanatımızın daimî bulaşıcısı olsun!

bottom of page