top of page
sokak ve dijital ortamda oyun.png

&

SOKAK ORTAMINDA     DİJİTAL ORTAMDA

OYUN

SELVA DEMİR

Yumurta Avcılık

Oyun oynamak çocuklar için hayatı en iyi öğrenme biçimidir. Maria Montessori'nin dediği gibi "Oyun, çocuğun işidir." Ama artık teknolojinin gelişmesi ile çocuklar daha çok sanal oyunlara ilgi duymaya başladı. Dış mekanlarda, açık havalarda oynanan oyunların yerini kapalı mekanlarda oynanan oyunlar alırken, fizikî olarak bir araya gelinip sosyalleşerek oynanan oyunların yerini ise sanal ortamda ayrı yerlerde ve çoğu zaman tanışmaya bile gerek duymadan oynanan oyunlar aldı. Günümüzde telefon, tablet, bilgisayar ve oyun konsolları artık çocukların öncelikli oyun alanları!

Peki bu durum çocuklarda nelere sebep olur?

Dijital ortamda oyun oynamak ya da sokakta oyun oynamak çocuklarımızın üzerinde ne gibi etkiler yaratıyor?

Dijital ortamda oyun oynamak çocuklarda; kaygı bozukluğu, dikkat eksikliği, öğrenme ve algı bozuklukları, gerçeklikten kopuş, agresif davranış ve tutum yahut depresyon gibi nörolojik ve psikolojik sorunlar ile birlikte gelişimlerini olumsuz etkileyecek düzeyde kas sistemi problemleri, dolaşım bozuklukları gibi fiziksel sorunlara neden olur. Ayrıca göz kuruluğu, göz ve baş ağrıları ve gözlerde kızarıklık yaratır. Dijital ortamda sürekli oyun oynayan çocukların rutinlerinde bozulmalar meydana gelir; sağlıksız beslenme ve uyku kalitesinde bozulmalar artar. Psikolojik olarak ise çocukların çoğunda içe kapanma, teknoloji dışı etkinliklere katılmak istememe, aile ve arkadaş ilişkilerinde bozulma gözlemlenir.

Çocukların en büyük eğlencesi ve öğrenme kaynağı oyundur. Sokakta oyun oynamak ise çocuğa, kendi duygularını, dış dünyayı ve doğayı, yaşayarak ve deneyimleyerek öğrenme fırsatı verir. Çocuklar oyun oynayarak duygularının ve ihtiyaçlarının farkına varır ve bunları ifade edebilmeyi öğrenir.

Sokak oyunlarında oyunun içerisine dahil olan bir yetişkin olmadığı için kendi aralarındaki sorunları çocuklar kendileri çözerler. Bunun sonucunda da çocuk kendini yeterli hisseder.

Grup oyunlarına uyarak sorumluluk alma, sıra bekleme, karşısındakini dinleme gibi beceriler de geliştirir.

Sokak oyunları, kültürel zenginliğimizin de bir göstergesidir. Bu, kuşaktan kuşağa aktarılan bir zenginliktir. Bu nedenle sokak oyunlarının çocukların gelişimine sağladığı fiziksel, psiko-motor, duygusal, sosyal ve zihinsel katkıları unutulmamalıdır.

Sek sek, ip atlama, yakar top, istop, yerden yüksek, elim sende, saklambaç, dokuz taş ve benzeri bir sürü sokak oyunumuz vardır. Bu oyunların çocuklar üzerindeki olumlu etkileri saymakla bitmez. Oyun oynayan çocuk mutluluk, sevinç, acıma, korku, kaygı, dostluk, güven gibi duygularını rahatça deneyimleyebilecek ve ifade edebilecek doğal bir ortam bulur. Bir çocuğun normal olarak gelişebilmesi için bisiklete binme, koşma, atlama, tırmanma, sıçrama gibi fiziksel etkinlikler içinde olması gerekir. Bu etkinlikler çocuğun ruhsal ve fiziksel gelişimine katkı sağlar. Sadece bununla da kalmaz; sosyal becerilerini geliştirir, zihinsel gelişimine destek olur. Çocuğun problem çözme yetenekleri gelişirken duygularını fark etmelerini, duygularını ifade etmelerini, risk almalarını, özgün olmalarını, yaratıcı olmalarını ve esnek düşünebilmelerini olumlu şekillerde etkiler.

Tabii ki içinde bulunduğumuz çağın gereği olarak geleceğe yönelik dünyaya da ayak uydurabilmek adına çocuklar teknolojiden tamamen uzak tutulmamalıdır. Çocuklar teknolojiyi iyi ve yararlı bir şekilde kullanmayı öğrenmelidirler. Sadece sınırları olmalıdır ve günlük rutinlerini etkileyecek düzeyde teknolojiye gömülmemelidir.

Sonuç olarak teknoloji kullanımı kontrollü olan, sınırları belirlenmiş saatlerde dijital oyun oynayarak, sokakta oyun oynamaya da fırsat bulup dış dünyayı deneyimleyerek büyüyen çocuklar psikolojik ve fizyolojik olarak; bedensel, ruhsal, sosyal ve motor gelişimleri daha sağlıklı olabilir. Aynı zamanda da gelecekte daha yararlı bireyler olabilirler.

bottom of page