
SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ
"Neden Artık Sindiremiyoruz?"
DİYETİSYEN BEYZA KAYIR
"Sütü seviyoruz ama midemiz aynı fikirde değil!"
Eskiden sofralarımızda eksik olmayan süt, yoğurt, peynir gibi ürünler artık birçok kişi için sorun kaynağı... Kimimiz süt içtikten sonra şişkinlik yaşıyor, kimimiz yoğurt yediğinde hazımsızlık çekiyor. Hatta “Yıllardır severek yediğim peyniri artık midem almıyor!” diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Peki ne oldu da bir zamanların en masum besinleri vücudumuz tarafından kabul görmemeye başladı? Gerçekten sadece laktoz intoleransı mı arttı, yoksa tabakta gördüğümüzle üretim süreci arasındaki fark mı büyüdü?
Laktoz İntoleransı Mı Arttı?
Laktoz intoleransı, sütte doğal olarak bulunan "laktoz" isimli şekeri sindirmemizi sağlayan "laktaz" enziminin vücuttaki eksikliğinden kaynaklanır. Bu durum bazı kişilerde doğuştan olabilirken, bazı kişilerde ise zamanla gelişebilir.
Ancak günümüzde sütle ilgili sorun yaşayan herkesin "Laktoz İntoleransı" yaşadığı söylenemez, çünkü konu yalnızca laktozla da sınırlı değildir!
A1 VE A2 SÜT NEDİR?
İnek sütündeki en büyük proteinlerden biri A1 beta-kazein proteinleridir. İşte bu proteinin genetik yapısındaki bir amino asit farkı ile göre sütler A1 ve A2 olarak ikiye ayrılır:
A1 süt, sindirim sırasında BCM-7 adlı bir peptit üretir. Bu madde bazı kişilerde bağırsak geçirgenliğini artırabilir, gaz, şişkinlik ve bağışıklık sistemi tepkilerine yol açabilir.
A2 süt ise BCM-9 peptiti üretir ve bu genellikle daha kolay tolere edilir. Keçi, manda ve koyun sütü A2 tipindedir.
Bugün market raflarında gördüğümüz sütlerin büyük kısmı endüstriyel işlemlerden geçmiş durumdadır.
-
Pastörizasyon (ısıtılarak mikropların öldürülmesi)
-
Homojenizasyon (yağın parçalanarak süte karışması)
-
Standartlaştırma (besin değerlerinin sabitlenmesi)
Bu işlemler, sütün doğallığını ve sindirilebilirliğini etkileyebilir. Ayrıca endüstriyel çiftliklerdeki hayvanların beslenme şekli, ilaç kullanımı ve stres düzeyi bile sütün içeriğini değiştirebilir. Sonuç: Aynı süt değil, aynı etki hiç değil!
Değişen Biz miyiz, Süt Mü?
Süt Gerçekten Süt Mü?
Bağırsak Sağlığımız Ne Durumda?
Yoğun antibiyotik kullanımı, stres, işlenmiş gıdalar ve hatalı beslenme alışkanlıkları bağırsak floramızı zayıflatıyor. Bağırsaklarımız zayıfsa, en masum besin bile vücudumuzda tehdit gibi algılanabilir. Yani belki de değişen yalnızca süt değildir. Çünkü önemli bir diğer faktör; onu nasıl karşıladığımız ve nasıl sindirdiğimizdir.
Ne Yapmalı?
Ne Tüketmeli?
-
Fermente ürünleri tercih edin! Ev yapımı yoğurt, kefir gibi probiyotik içeriği yüksek ürünler daha kolay sindirilir.
-
A2 sertifikalı sütleri tercih edin! Keçi, manda, koyun sütü veya “A2 sertifikalı” inek sütleri de seçenek olabilir.
-
Bitkisel sütleri dikkatle seçin! Badem, yulaf, Hindistan cevizi sütü gibi bitkisel alternatifleri kullanabilirsiniz; ancak ilave şeker, kıvam artırıcı ve katkı maddelerine dikkat!
Her süt, her bedene iyi gelmez.
Süt hâlâ besleyici ve değerli bir besin olabilir ama onu sindiremiyorsanız bu, sizin suçunuz değildir! Vücudunuzla çatışmak yerine, onu anlamayı seçin. Çünkü bazen midemizin “istemiyorum” dediği şey, sadece laktoz değildir. Bozulmuş bir üretim düzeni ya da bize dayatılan bir alışkanlık silsilesi olabilir.
*Sitemizde yazılan ve yayınlanan tüm bu bilgiler sadece bilgi amaçlıdır. Herhangi bir hastalığın tanı ve tedavisi için ise tıbbi bir kaynak olma amacı ile hazırlanmamıştır. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan kesinlikle uygulamamanız gerektiğini özellikle vurgulamak isteriz.
Sağlıkla kalın!
**Bu yazının bazı bölümlerinde yapay zeka desteği alınmıştır.